Araştırmacı Yazarlar | Yazarlar

TÜRKİYE ÖNCÜLÜĞÜNDE İSLAM BİRLİĞİ

29 Ekim 2013, 03:37

TÜRKİYE ÖNCÜLÜĞÜNDE İSLAM - BİRLİĞİ Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla Tarih, İslamiyet'in, Ortadoğu'ya adaletli, hoşgörülü, müşfik bir yönetim tarzı sunan tek inanç sistemi olduğunu göstermektedir. Geçtiğimiz 20. yüzyılın en kanlı ve en huzursuz bölgesi Ortadoğu’da içinde bulunduğumuz günlerde yine kan ve gözyaşı hakim. Siz bu satırları okurken Ortadoğu bir kez daha çatışmalara sahne oluyor. Özellikle son zamanlarda yaşanan gelişmeler, kamuoyunda tüm bölgeyi içine alabilecek bir savaşın kapıda olabileceği izlenimini oluşturdu. Oysa Ortadoğu toprakları bir zamanlar böyle değildi. Aksine, Müslümanların tek bir çatı altında birlik olduğu dönemlerde bu bölgede asırlar süren bir istikrar, barış ve huzur dönemi yaşanmıştı. Ortadoğu'da 20. yüzyıla kadar süren istikrarın nedeni, bu topraklarda İslam ahlakının hakim olması ve Müslümanların birliktelikleriydi. Son 1400 yıl içinde Müslümanlar Ortadoğu'ya hep birlik, dayanışma barış ve huzur getirmişlerdi. Oysa o dönemden sonra bölgede hasretle beklenen barışın inşa edilebilmesi için bugüne kadar yapılan tüm girişimler hep başarısızlıkla neticelendi. Bu yazımızda, bu gerçeğin bazı tarihsel örneklerini ele alacağız. Hz. Ömer'in Filistin'e Getirdiği Barış ve Adalet Filistin tarihindeki en büyük dönüm noktası, 637 yılında bölgenin İslam orduları tarafından fethedilmesiydi. Bu fetih, asırlardır savaşlara, sürgünlere, yağma ve katliamlara sahne olan, farklı inançlar arasında sık sık el değiştiren ve değiştirdikçe de yeni vahşetler yaşayan Filistin'e, barış ve huzurun yerleşmesi anlamına geliyordu. İslam'ın hakimiyeti, Filistin'de farklı toplumların bir arada yaşayabileceği bir çağın başlangıcı oldu. Filistin, Peygamberimiz (sav)'den sonraki ikinci halife olan Hz. Ömer tarafından fethedildi. Hz. Ömer'in Kudüs'e girişi, ardından buradaki farklı toplumlara karşı gösterdiği olağanüstü adalet, olgunluk ve nezaket, başlayan güzel dönemin habercisiydi. Müslümanlarla birlikte Kudüs'e ve tüm Filistin'e "medeniyet" geldi. Birbirlerinin kutsal değerlerine saygı göstermeyen, anlayışların yerine, İslam ahlakının adil ve mutedil kültürü hakim oldu. Hz. Ömer'in fethinden sonra Filistin'de asırlar boyu barış ve huzurlu hayat yaşandı. Müslümanlar hiç kimseyi zorla İslamlaştırmaya çalışmadılar, ancak İslam'ın Hak Din olduğunu gören bazı gayrımüslimler kendi rızalarıyla İslamiyet'i seçtiler. Haçlı Seferleri Döneminde Selahaddin Eyyubi’nin Adaleti Haçlı ordusu, Kudüs'ü kendisine başkent yapmış ve sınırları Filistin'den Antakya'ya kadar uzanan bir Latin Krallığı kurmuştu. Ancak Haçlıların Filistin'deki hakimiyetleri çok uzun sürmeyecekti. Ortadoğu'daki tüm Müslüman emirliklerini birleştiren Selahaddin Eyyubi, 1187'deki Hıttin Savaşı'nda tüm Haçlı Ordusunu bozguna uğrattı. Selahaddin Eyyubi Hıttin'in hemen ardından Kudüs'e girerek 88 yıldır Haçlı işgali altında olan şehri kurtardı. Haçlılar, 88 yıl önce Kudüs'ü aldıklarında içindeki tüm Müslümanları öldürmüşlerdi ve bu yüzden bu sefer de Selahhaddin Eyyubi'nin aynı vahşeti kendilerine yapmasını korkuyla bekliyorlardı. Oysa Selahhaddin Eyyubi kenttekilerin hiç birine dokunmadı. İngiliz tarihçi Karen Armstrong, Müslümanların bu ikinci Kudüs fethini şöyle anlatır: “2 Ekim 1187'de Selahaddin ve ordusu Kudüs'e fatihler olarak girdiler; gelecekteki 800 yıl boyunca şehir bir Müslüman kenti olacaktı... Selahaddin (katliam yapmamak üzere) önceden Hıristiyanlara verdiği sözü tuttu ve şehri yüksek İslami prensiplere göre aldı.” (Karen Armstrong, Holy War, s. 185) Bu gerçek, Selahaddin Eyyubi'den sonraki 7 yüzyıl boyunca, özellikle de Osmanlı döneminde ispatlanmaya devam etti. Osmanlı Halifelerinin Adaletli Yönetimi 1514 yılında Yavuz Sultan Selim'in Kudüs'ü ve civarını fethi ile birlikte, Filistin'de yaklaşık 400 yıl sürecek Osmanlı yönetimi başladı. Bu dönem, Osmanlı'nın diğer eyaletlerinde olduğu gibi, Filistin'de de barışı ve istikrarı sağlayacaktı. Ortadoğu’nun bu dönemlerinde Osmanlı'nın kurduğu idarenin Kuran ahlakına uygun olması kuşkusuz önemli bir gerçektir. Pek çok tarihçi ve siyaset bilimci de bu gerçeğe dikkat çekmektedir. Bunlardan biri de, dünyaca ünlü Ortadoğu uzmanı Prof. Dr. Edward Said idi. Kudüslü Hıristiyan bir aileden gelen ve Amerikan üniversitelerinde çalışmalar yapmış olan Edward Said, kendisiyle yapılan bir röportajında, Ortadoğu'da kalıcı bir barışın inşa edilebilmesi için "Osmanlı Sistemi"ni önermişti. Said'in yorumu şöyleydi: “Osmanlı’nın uyguladığı sistem, şu an sahip olduğumuzdan çok daha insancıl gözükmektedir.” (18.8.2000, Ha'aretz Gazetesi; MiddleEast.Org, Ağustos 2000) İslamiyet’teki Adaletin Kaynağı: Kuran Ahlakı Osmanlı İmparatorluğu'nun ve diğer Müslüman devletlerin son derece adil ve insancıl yönetimler kurmasının temel nedeni, Kuran'da bu şekilde bir yönetimin emredilmiş olmasıdır. Hz. Ömer'in, Selahaddin Eyyubi'nin, Osmanlı padişahlarının ve daha nice Müslüman hükümdarın (bugün Batılılar tarafından da kabul ve takdir edilen) bir merhamet, adalet ve kararlılık göstermelerinin nedeni, Yüce Rabbimiz’in Kuran'daki emirlerine olan sadakatleriydi. İslam ahlakına uygun yönetim anlayışının temelini oluşturan bu emirlerin bazıları şöyledir: “Şüphesiz Allah, size emanetleri ehline (sahiplerine) teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor. Bununla Allah, size ne güzel öğüt veriyor!.. Doğrusu Allah, işitendir, görendir.” (Nisa Suresi, 58) “Ey iman edenler, kendiniz, anne-babanız ve yakınlarınız aleyhine bile olsa, Allah için şahidler olarak adaleti ayakta tutun. (Onlar) ister zengin olsun, ister fakir olsun; çünkü Allah onlara daha yakındır. Öyleyse adaletten dönüp heva (tutkuları)nıza uymayın. Eğer dilinizi eğip büker (sözü geveler) ya da yüz çevirirseniz, şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır.” (Nisa Suresi, 135) İslam tarihinin adaletli, müşfik, mütevazı ve olgun hükümdarlarla dolu olması, Allah'ın Müslümanlara Kuran'da bildirdiği üstün ahlaktan kaynaklanmaktadır. Müslüman bir yönetici Allah'tan korktuğu için, kendisine verilen hiçbir imkan ve iktidar onu dejenere etmez, şımartmaz, kibirlendirip zalimleştirmez. Ortadoğu'da Barış Nasıl Sağlanır? Osmanlı İmparatorluğu'nun bölgeden çekilmesiyle bitmiş olan “Osmanlı Barışı” bugün hala telafi edilebilmiş değildir. Ancak şu anda özellikle Filistin’de barış ve huzurun bir an önce kurulması zorunludur. Buradaki yaşama şartları her geçen gün güçleşmekte, yaşanan sıkıntıların dozu giderek artmaktadır. Masum bir halkın tüm haklarını elinden alarak ve onları açlığa ve yokluğa mahkum ederek kurulacak bir barış adaletli olmayacaktır. Daha da önemlisi böyle bir barış gerçek anlamda bir barış değildir. Çünkü böyle bir barış güvenlik ve huzuru hakim kılamaz, tam aksine karmaşa ve kaosun artmasına neden olur. Topraklarından çıkarılan tüm insanların razı olacağı bir ortamın hakim olması ise ancak adaletin, eşitliğin ve insan haklarının her yönüyle gözetildiği bir barış planı ile mümkün olabilir. Bölgedeki vahim durumu gazetelerden ve televizyonlardan takip etmek durumunda olan bizler için hiçbir şey yokmuş gibi yaşamaya devam etmenin sorumluluğu, kuşkusuz büyük olur. Bu yüzden bizlerin sorumluluğu, tüm dünyayı Allah'a iman etmeye, din ahlakının getirdiği güzellikleri yaşamaya davet etmek ve Kuran ahlakının karşısında yer alan din düşmanı ideolojilerle fikri bir mücadele yürütmektir. Müslümanlar olarak temennimiz, akan kanların durması ve Ortadoğu'ya barış gelmesidir. Allah'ın izniyle barışın gerçekleşmesinin vesilesi ise, Türkiye önderliğinde islam birliğinin kurulması olacaktır. Ortadoğu'da Barışın Tesis Edilmesine Hz. Mehdi Vesile Olacaktır Peygamberimiz (sav)'in Ahir Zamanı anlatan hadislerine genel olarak bakıldığında dikkati çeken ortak nokta, Hz. Mehdi çıkıncaya kadar Ortadoğu topraklarında karışıklıkların, fitnelerin ve büyük olayların yaşanacağıdır. Bu konuyla ilgili hadislerden biri şu şekildedir: “Şam’da fitneler bir taraftan sakinleştikçe, diğer bir taraftan alevlenir. Gökten çağırıcı bir melek ’Hz. Mehdi emirinizdir. Hz. Mehdi Halifenizdir’ demedikçe de fitneler bitmez.” (Mustafa Reşit Filizi, Risalet-ül Huruc-ül Hz. Mehdi, s. 63) Hz. İsa ile birlikte yeryüzünde bulunacak olan Hz. Mehdi’nin çıkışı öncesinde Şam bölgesinde büyük karışıklıklar olacağı hadisten anlaşılmaktadır. Şam, Arapçada kelime manası olarak ’sol’ anlamına gelir ve eskiden beri Hicaz bölgesinin (Mekke ve Medine şehirlerinin bulunduğu bölge) sol tarafında kalan ülkeleri ifade eder. Dolayısıyla bu hadis Ortadoğu bölgesinde halen devam eden çatışmaların kimi zaman azalıp kimi zaman artacağına ve ancak Hz. Mehdi çıkınca tam anlamıyla sona ereceğine işaret etmektedir. Ayrıca, Hz. Mehdi’nin çıkışı ile beraber Müslümanların onun etrafında birlik olmasıyla kurulacak İslam Birliği de Allah’ın izniyle bu sorunların tamamının çözümüne vesile olacaktır. Acil olarak Türkiye başkanlığında islam birliği ve islam ortak pazarı vakit geçirmeden mutlaka kurulmalıdır.(En doğrusunu Allah bilir).Allah CC selamı bereketi Rahmeti üzerinize olsun. METİN ALKAN EĞİTİMCİ YAZAR

Araştırmacı Yazarlar
 Araştırmacı Yazarlar internet sitelerinde yayınlanan haberler ve köşe yazılarının tüm hakları Araştırmacı Yazarlar Yayın Grubuna aittir. Kaynak gösterilerek dahi haberin veya köşe yazısının tamamı yazılı izin alınmaksızın kullanılamaz. Sadece alıntı yapılan haberin veya köşe yazısının bir bölümü, alıntı yapılan habere/yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.
ÖNCEKİ YAZILARI
VİDEO GALERİ
 
YAZARLARIMIZ
Y
Metin ALKAN
ZEKAT , FİTRE VE ORUÇ FİDYESİ KİMLERE VERİLİR?
Y
ferit karasu
YÜREĞİM DEKİ ŞEHİR
Y
Nurcan CANKORU
MENZİLE
Y
Mehmet GÖÇMEZ
ANMAK MI ANLAMAK MI
Y
SERDAR BOZDOĞAN
TARİH BİZİ ÇAĞIRIYOR BİZDE TARİHE YENİDEN ÇAĞ AÇTIRIYORUZ
Y
Pınar SÖNMEZ
AŞK BİR NOKTA
Y
Hatice BAŞKAN
KADINSIN
Y
Fatmanur KUŞ
SU GİBİ AZİZ OL EVLADIM
Y
Duygu Gürses DİKEN
MALINI BAĞIŞLAYAN ELBETTE KURTULUŞA ERMİŞTİR..
Y
Zeynep DEMİR
önce sela, sonra adın okunur minarelerden.
Y
Ayhan KÜFLÜOĞLU
Eşyayı gösteren Rabbimiz’in varlığı, o eşyadan daha zahir ve kesin
Y
Nur KABADAYI
Umut Ederek Yaşamak
Y
Büşra ŞENTÜRK
Sen Kaderim Misin
Y
Büşra Nur GECE
Mabede İsmet; Meryem'e Betül Sıfatı Yakışır...
Y
Merve DİKİCİ
TEVEKKÜL KIL
Y
Ebru ATA
KIYIYA İNSANLIK VURDU
Y
Mustafa KAYALI
ZAMAN VE MEKÂNDA KIBLEMİZ
Y
Türker ELMAS
NUR ve HAKİKAT AVCILIĞI
Y
Nagihan ZENGİN
Ademiyetten Kemaliyete İrfan Yolculuğu
Y
Öznur MACİT
bir b/akış bir yürüyüş (04,05,14 Eskici dergi yayınlandı)
 
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
BİR DOST PENCEREMDEN TÜRKİYEDE HANGİ NURCU KOLLARI FETÖYE DESTEK VERİYOR 2022 RAPORU VE BELGELERİ REFERANDUM SEÇİMLERİ ÖNCESİ BOMBADA FETÖNÜN PARMAK İZLERİ!!! (1)
 
KONUK YAZARLARIMIZ
K
İsmail GENÇ
İnsanız ve İnsanlığı Özlüyoruz
K
Emrah POLAT
Vahametlerle İmtihan ve Müracaat
K
Mehmed ESMER
Kubbetüs Sahra'yı tanıyacağız
K
Elif NİSA
Gerçekten İnsan Azar
K
Elif MUSLUOĞLU
Cemâli Bâ Kemâle Seyredelim
K
Fikriye AYYILDIZ
GAFLET
K
Merve YAĞMUR
ÖLMEDEN ÖNCE ÖLÜNÜZ
K
Fuat TÜRKER
Münafıklar Kavramıyorlar!
K
Hüray BOZBIYIK
TESETTÜRÜN VERDİĞİ HUZUR
 
ÖZEL RÖPORTAJ
Ferudun Özdemir: 'Allah Var, Problem Yok'
Ferudun Özdemir: 'Allah Var, Problem Yok'
Ferudun Özdemir, “Allah var, problem yok!” adlı kitabında, yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, Allah'a dayanıp, O'na güvenen insanların bir şekilde aydınlığa kavuşacaklarının farkındalığını oluşturuyor zihinlerde…
 
E-POSTA LİSTESİ
 
FOTO GALERİ
 
ANKET

Web Sitemize Nasıl Ilaştınız?




 
cheap jordans|wholesale air max|wholesale jordans|wholesale jewelry

Sitemizde yayınlanan haberlerde basın ahlakına, hukuk ilkelerine, insan hak ve özgürlüklerine bağlı kalacağımıza söz veririz. Yazarlarımızın yazılarıyla ilgili her türlü sorumluluk kendilerine aittir. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz.

Adres : Sizde Araştırmacı Yazarlara Katılabilir Çalışmalarınızı Yayınlatabilirsiniz! arastirmaciyazarlar@gmail.com a Ad Soyad ve Yazar Resminizle birlikte gönderin değerlendirelim