DİNİMİZDE YALAN YERE YEMİN ETMEK
Rahman ve Rahim dlan Allah'ın adıyla
Son zamanlarda insanlar arasında çok yayılan ve gerçekten kötü olan bir durum var; Yalan yere yemin etmek. Bir insan, dinimizce yasak ve günah olduğunu bildiği halde neden bunu yapar gerçekten anlamsız. Allah katında son derece günah olan bu durum insanların alışkanlık haline getirdiği bir durumdur.
" Yalan yere yemin etmek" çok büyük suçtur ve bu durumu alışkanlık yapanlarda fazlasıyla günaha girerler. Bu durumdan kurtulmanın yolu Kuranda geçen ayet ve hadislere bakarak aynı zamanda bunların anlamına çok iyi erişmek gerekir. Sözünüzde durmanız,kötülükten sakınmanız ve insanların arasını düzeltmeniz için, Allah'ı yeminlerinize hedef veya siper edip durmayın. Allah, her şeyi işitir ve bilir." Bu ayetin anlamını çok iyi anlamanız gerekir ve bu konuda artık doğru yolu bularak asla yalan yere yeminler etmemeniz gerekir. Bazı durumlarda belki sıkışabilir ve bunun doğru olacağını düşünerek karşınızdaki bir insana boş yere yani inanması için yalandan bir yemin edebilirsiniz. Siz bunu doğru yada o anlık bir mantık içinde görür ve düşünürsünüz ama Allah bunu böyle asla bilmez günah olduğunu da sizin kesinlikle bilmenizi ister. Müslümanların, bu konuda yapması gereken bir durum varsa da; başları sıkışsa, ne kadar zor durumda kalsalar bile asla yalan yere yemin etmeyerek, her ne olursa olsun doğruların peşinden giderek doğru söz söylemeleri gerekir. Söylediğini yalan yere yeminler sizi o an belki kurtarır ama Allah katında bu durum için kurtuluşunuz olur mu? orası gerçekten belli olmaz. Yani sizlerin yapması gereken bu konuda en mantıklı iş asla yalan yere yemin ederek kendinizi ateşe atmamanız olması gerekir. Yalanlar sizi anlık olarak kurtarır ve doğrular ise sizi ebedi olarak kurtarır. Bu hayatta doğru söyleyerek belkide bazı şeyler kaybedersiniz ama öbür dünyada bilin ki Allah bu davranışlarınızdan dolayı sizi çok iyi ödüllendirir.
"Yalan yere yemin etmeyi" asla alışkanlık yapmayın ve sizi kurtarmasa da doğruları söyleyerek bu durumdan kendinizi kurtarın. Yalan yere yemin ederek kendinizi sadece " günah ateşlerine" atarsınız...
Yemin, sağ taraf ve dolaylı olarak sağ eli ifade eder. Bu haliyle de güç ve iradenin göstergesi olarak kullanılır. Bir bakıma el almak, eline alınan makamın irade ve kudretini arkaya almak ve buna dayanmak anlamlarına gelmektedir. Dinimiz açısından yemin ancak Allah (c.c.) adına edilmiş olmakla geçerlilik kazanabilir. Kişi kendi sözüne inanılabilirlik katmak veya sözünün değerini yükseltmek için yemin ettiğinde; Allah'ın irade ve kudretine gönderme yapmış olmakta, Allah (c.c.) her şeyi görüyor olmasına vurgu yapılarak karşıdaki insan inandırılmak istenmektedir. Allah (c.c.)'ın irade ve kudretine gönderme yapmak büyük sorumluluk, taşıması oldukça zor yük getirir. Bu, yüksek gerilim hattından elektrik almak gibi bir şeydir. Bu süreçte küçük bir hata ortadan kaldırılması mümkün olmayacak hasarlara ve acı sonuçlara sebep olabilecektir. Riskin yüksekliği hatanın kaldırılması oranını düşürmüştür. İşte yemin de böyledir. İnsanların şahitliği düzleminin üstüne çıkılmış, hata ve yanlışın felaketler doğuracağı bir boyuta ulaşılmıştır. O mertebe doğruluk, dürüstlük adalet ve hak mertebesidir. O mertebede yalanla, haksızlık ve zulümle durulmaz. Yalan yere yemin eden kişi, Allah (c.c.)'ı yeminine tanık göstererek insanları aldatmak istediği için O'nun kutsal ve yüce adını kötüye kullanmakta ve O'na iftira etmektedir. Bu nedenle Hz. Peygamber (s.a.v), yalan yere yemin etmenin büyük günahlardan biri olduğunu buyurmuştur. Kuran-ı Kerim'de, Birbirinizi aldatmak için yemin etmeyin, bu yüzden yere sağlam basan ayak sürçebilir ve Allah yolundan alıkoymanıza karşılık kötü bir azap tadarsınız. Bunun için size (ahirette de) büyük bir azap vardır (NahlSûresi 16/94). Buyrulmak suretiyle, insanları aldatmak kastıyla yapılan yeminlerin acı sonucuna işaret edilmektedir. Bir kimse geleceğe yönelik bir yemini bozduğunda, kefaretini ödeyerek yemin günahından kurtulabilir. Fakat yalan yemin öyle bir günahtır ki, onun cezasını kefaret bile düşüremeyeceği için, yalan yeminde kefaret olmaz. Böyle bir günah işleyen kişi, yalanına tanık olarak gösterdiği Allah (c.c.)'a tövbe etmeli, O'ndan af dilemeli ve bir daha böyle bir hata işlememelidir. O'nun günahını ancak Allah (c.c.) affedebilir. Bir kısım konularda yapılan yeminlerde Allah (c.c.)'ın siper yapılmaya çalışılmasının yüce kitabımızda yasaklanışı şöyledir: İyilik etmemek, takvaya sarılmamak, insanlar arasını ıslah etmemek yolundaki yeminlerinize Allah'ı siper yapmayın. Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir (Bakara Sûresi 2/224). Başka bir ayette ise, Allah, boş bulunarak ettiğiniz yeminlerde sizi sorumlu tutmaz. Ama bile bile yaptığınız yeminlerde sizi sorumlu tutar. Bu durumda yeminin kefareti, ailenize yedirdiğiniz orta hallisinden on yoksulu doyurmak, yahut onları giydirmek ya da bir köle azat etmektir. Kim (bu imkanı) bulamazsa onun kefareti üç gün oruç tutmaktır. İşte yemin ettiğiniz vakit yeminlerinizin kefareti budur. Yeminlerinizi tutun. Allah size ayetlerini işte böyle açıklıyor ki şükredesiniz (MâideSûresi 5/89). Yalan yeminlerde elde edilen menfaatler insanı yakan ateş parçalarıdır. Böylesine çirkin bir davranış biçimi, sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)'in bizlere gösterdiği ahlak anlayışıyla kesinlikle bağdaşmaz. Müslüman karakteriyle hiçbir biçimde uygunluk arz etmez. Müslüman, sözüyle, özüyle yalandan uzak güvenilir insandır. Bunun için de asla yalan söylemediği gibi yalan yemin de asla onun ahlakında yoktur. Allah CC selamı bereketi Rahmeti üzerinize olsun.
METİN ALKAN
EĞİTİMCİ YAZAR